KPMG olarak madencilik sektörünün liderlerinin katılımı ile gerçekleştirdiğimiz “Küresel Madencilik Sektörüne Genel Bakış” 2022 yılı anketine göre geçen yıl ilk sırada yer alan emtia fiyat riski bu yıl ikinci sıraya gerilerken zirvede artık çevresel riskler bulunuyor.

Çevresel riskler geçen yılki listede beşince sırada yer alıyordu. Enflasyon ise ilk 10'un hemen dışında artık yeni bir endişe kaynağı olarak görülüyor.

Ankette belirlenen en büyük risklerden üçü olan ticaret savaşları, koruma tedbirleri, siyasi istikrar daha geniş anlamda jeopolitik riskler olarak öne çıkıyor. Şirketler dünyada artan jeopolitik dalgalanmaların etkilerini yoğun bir şekilde hissediyor. Diğer yandan anket sonuçlarına göre geçen yılki ekonomik gerileme riskine ilişkin endişelerin bu yıl önemli ölçüde azalmış olması ve ilk 10 listesinden çıkması olumlu bir gelişme.

Bunda 2021'de pandeminin etkisinin azalması ve toparlanma aşamasına geçilmesi etkili oldu. Bunun yanı sıra sermayeye erişim geçen yıla göre sektörün ilk 10 listesinden çıktı, bu da madencilik şirketlerinin finansman ve yatırım bulma konusunda kendilerine daha fazla güvendiğini gösteriyor. 

Dünya genelinde tedarik zincirleri artan talepleri karşılamaya çalışırken, madencilik sektörü en önemli sektörlerden biri haline geliyor. Sektörün birinci önceliği dünyanın ihtiyaç duyduğu materyallerin, sürdürülebilir, şeffaf ve daha fazla paydaş tarafından kabul edilebilir yollarla çıkarılması ve teslim edilmesi. Gelecek senelerde toplumun beklentilerini doğru anlayan madencilik şirketlerinin bir adım önde olacağını söylemek yanlış olmayacaktır.

Burak Yıldırım
Metal ve Madencilik Sektör Lideri
KPMG Türkiye

                   

Araştırmaya dair önemli bulgular

KPMG!
72 %

ÇSY’nin önümüzdeki üç yıl içinde sektörde büyük bir yıkıcı etkiye neden olacağına “katılıyor” veya “kesinlikle katılıyor

KPMG!
84 %

Başarının finansalların ötesinde; toplumun ve paydaşların beklentilerine yönelik bütüncül bir yaklaşım ile tanımlanmasının gerektiğine “katılıyor” veya “kesinlikle katılıyor

KPMG!
62 %

büyüme beklentileri konusunda olumlu veya çok olumlu bir bakışa sahip

Ankette enflasyon ise ilk 10'un hemen dışında yeni bir endişe kaynağı olarak karşımıza çıkıyor. Ekonomiler küresel ölçekte enflasyonist baskılarla boğuşmaya devam ederken sekizinci en büyük risk olan tedarik zinciri sorunları da malzeme ve materyal maliyetlerinde artışa neden oluyor. İşletmelerin enerji maliyetleri hızla artarken ücretler üzerinde de yukarı yönlü bir baskı söz konusu. Yöneticilerin yarısından fazlası (yüzde 54) maliyetlerin yönetilmesi noktasında sektörde birleşmelerin oluşması gerektiği konusunda hemfikir.

Ankette dikkat çeken bir diğer yeni başlık da yetenek krizi. Şirketlerin doğru insanları kendisine çekmesi ve elde tutması sektör için giderek daha önemli bir mesele haline geliyor. Yetenek krizi sektör genelinde ilk 10 başlık arasında yer alıyor. 

Top risks for the mining industry

                   

Geleceğe dönük öngörüler

Risklerin yanı sıra sektördeki yöneticilerin geleceğe yönelik beklentilerine de yer verilen ankette öne çıkan bazı sonuçlar şu şekilde:

Güven ve sermaye

  • Şirketlerinin geleceği hakkında bir yıl öncesine kıyasla daha iyimser olduklarını söyleyen yöneticilerin oranı yüzde 56 iken bu katılımcıların yaklaşık beşte biri de (yüzde 18) bu anlamda “kayda değer oranda” daha iyimser olduklarını belirtti.
  •  Her 10 kişiden en az altısı (yüzde 62) büyüme beklentileri konusunda olumlu veya çok olumlu bir bakışa sahipken bu oran bir yıl öncesine göre kısmen düşük kalıyor (yüzde 66).
  • Yöneticilerin yüzde 37’si geleneksel sermaye kaynaklarına (borç/özsermaye) erişimin geçtiğimiz yıl içerisinde arttığı konusunda hemfikir. Bu oran 2021 yılında yapılan ankette ise yüzde 32 olarak belirlenmişti.

Çevresel, sosyal ve yönetimsel (ÇSY) alanlar

  • Yöneticilerin yaklaşık dörtte üçü (yüzde 72) ÇSY’nin önümüzdeki üç yıl içinde sektörde büyük bir yıkıcı etkiye neden olacağına “katılıyor” veya “kesinlikle katılıyor”.
  • ÇSY alanlarında başarının sadece rakamlarla kalmayıp finansal tablonun ötesinde; hükümetler, halk ve çalışanlar da dahil paydaş getirilerine yönelik daha bütüncül bir bakış açısıyla tanımlanmasının giderek daha etkili olacağı konusuna her 10 yöneticiden en az sekizi (yüzde 84) “katılıyor” veya “kesinlikle katılıyor”
  • Sektörün ÇSY alanında mücadele ettiği sorunlardan biri de ortaya çıkacak kuralların ve gerekliliklerin henüz netleşmemiş olması. Yöneticilerin yarısından fazlası (yüzde 55) yatırımcı beklentilerinin ve önlemlerinin açıkça anlaşıldığı ve pazar genelinde tutarlı olduğu konusuna “katılmadı” veya “kesinlikle katılmadı”. Bir yıl önce bu rakam yüzde 40’tı.

Teknoloji dönüşümü

  • Yöneticilerin yüzde 87’si teknolojinin ÇSY sorunlarını çözmede kilit bir role sahip olduğunu düşünüyor.
  • Yöneticilerin yaklaşık yarısı (yüzde 46) teknolojik yeniliğin önümüzdeki üç yıl içinde sektörde büyük bir yıkıcı etki kaynağı olacağını düşünüyor.
  • Yüzde 84 oranında katılımcı bu teknolojik yıkımın bir tehditten ziyade bir fırsat olacağına inanıyor.

                   

Bizimle iletişime geçin